Bu yıl yavaş giden bir şeyler var sannırım ancak her şeye rağmen bugün yardımcım Kezban'la birlikte ça ağacımızı çıkardık ve kurduk. Tabii ki süslemesi Çileğim ve Elma'mla birlikte. Öğleden sonra okul dönüşü hep birlikte çam ağacımızı süslemeye koyulduk. Süsleri antredeki portmanntonun en üst rafından indirebilmek için Çilek'ten ev merdivenimizi istedim. Bu yıl beyaz süslemeyi hayal etmiştim. Şık mağazalardan birinden beyaz pullu toplar, her tarafı pullu beyaz sarkıtlar, pullu beyaz çınar yaprakları ve bir de geniş beyaz kurdela satın aldım. Ancak gel gelelim sizler ' Hayır!!!! Biz her zamanki gibi kırmızı kurdelalı, sarı yaldızlı ve parlak kırmızı süslerimizi istiyoruz!' diye tutturdunuz. Bağırışmalarınız üzerine ben de ikinize salonu terketmenizi söyledim ve beyaz süsleri ağaca takmaya koyuldum. İki üç dakika sonra ikiniz birlikte salona geri döndünüz ve hep birlikte ağacı süslemeye koyulduk. Sizlere 'beyaz barış rengidir' diyince yüzüme şaşkınca bakıp gülüşmeye başladınız. Süsleme bittiğinde sizler coşkuluydunuz ve ben de sanki bir görevi yerine getirebilmenin rahatlığı ile kuşatılmış gibiydim.
Sokaklar, caddeler binlerce ışıkla bezenmiş, ekonomik açıdan hazin fakat hava kararınca o kadar şık ve görkemli bir tablo oluşturuyorlar ki insanın içine küçük te olsa bir mutluluk düşüyor. Sizleri bile hava karadığında sokağa çıktığınızda gözlerinizin ıshıldadığını görebiliyorum.
Yılbaşı alışverişlerinin en çarpıcı yanı dasizlere hediyeler almak. Milyonlarım olsa size milyon liralık hediyeler alsam ve sizin o güzel gözlerinizi açarak hediyelerinizı tek tek açtığınıza şahit olsam. Aslında ben herkese hediye almayı seviyorum çünkü hediyeleşmenin kutsal bir şey olduğu kutsal kitaplarda yazdığının yanı sıra sezgierim de bunun böyle olduğunu söylüyorlar. Bu yıl ekonomik zorluklar diz boyu olsa dahi, her şeye rağmen alışverişler, şık, pahalı paketler....Herkes kendi bütçesine göre bir şeyler yapmaya çalışıyor.